Hipoglisemi kandaki şeker oranının olması gerekenden daha düşük olması demektir. Kandaki şeker oranı açken 90 - 110 arasında olmalıdır. Ancak bazen aç kalmak, gerekenden fazla dozda ilaç almak, çok fazla spor veya yorucu eylemde bulunmak yada yediğimiz yemeğin aldığımız ilaç dozunu karşılayacak kadar karbonhidrat oranına sahip olmaması gibi nedenler hipoglisemiye neden olur.
Hipoglisemi bir diyabetlinin hayatında hayati önem taşımaktadır. Belirtileri: aşırı yorgunluk, aşırı iştah, terleme, ellerde titreme, bacakların uyuşması, görmede bulanıklık, dilde ve ağızda uyuşma, konuşamama, idrak edememe olarak seyreder. Tabi ki bu belirtiler her diyabetlide farklı olabilir.
Bu belirtiler anlaşılmaz ve müdahale edilmez ise bilinç kaybı, baygınlık hatta ölüme neden olabilir. Çok kalabalık ve gürültülü ortamlarda ya da bir işe çok fazla odaklanılmış işe bu belirtiler anlaşılmayabilir. Tüm diyabetliler kendini kötü hissettiğinde o ortamdan uzaklaşıp sakin bir ortama geçip kan şekeri ölçümü yapmalıdır. Şeker veya meyvesuyu gibi şeker içeren besinlerden almalıyız. Bu konuda da dikkatli olmalıyız aşırıya kaçtığımızda kan şekerinin fazla yükselmesine neden olabiliriz. En önemli noktalardan biri ise bilici kapalı bir şeker hastasına bir şey yedirip içirmemeliyiz; boğulabilirler. Glikoz iğnesi varsa ve nasıl yapacağımızı biliyorsak yapmalı, aksi halde hemen bir sağlık kuruluşuna ulaştırmalıyız.
Ben diyabet olduğumda eğitim hemşireleri eğitim vermişti. O gün hemşirenin bana söylediği şeyi hiç unutmuyorum. "Şekerin düştüğünde ya da yükseldiğinde vücudun seni uyaracak. Onu dinlemeyi öğrenmelisin ve dinlemeyi hiç bırakmamalısın. O sana bir şeylerin yolunda gitmediğini söylediğinde anlamalısın. Bu çok önemlidir bir diyabetlinin hayatında." O gün bu gündür hep vücudumu dinledim ve ne demek istediğin anlamaya çalıştım. Tabi bu her şeyin çözümü değildir kesinlikle ancak yaşamımızı sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için çok önemlidir.